Eskiden kanı sulandırarak tedavi ederdik. Bu ne anlama geliyor? Pıhtı yerinde duruyor. Üzerine yeni bir pıhtı gelmemesi için bir tedavi yöntemi uyguluyoruz. Evet, yıllardır bu şekilde tedavi ediliyor. Bu, hasta için faydalı olabilir. Ancak şimdiki yeni yöntemimiz, oradaki pıhtıyı kesinlikle yok etmek. Ve bu pıhtı ilaçla veya bir kateterle girip eriterek, parçalayarak ve çıkararak çözülüyor. Bu, hastanın uzun vadede şişmiş bacak komplikasyonu yaşamamasını sağlayan tek yaklaşımdır.

Derin Ven Trombozunun Belirtileri Nelerdir?
Yüksek ateşin yanı sıra ana belirtiler bacaklarda aniden oluşan şişlik, kızarıklık ve hareketi kısıtlayan ağrı hissidir. Ayrıca, ağrı ve şişlik belirtileri problemin bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Ödem, kramp ve tromboz bölgesindeki cilt deformasyonu geç komplikasyonlar arasında yer alır.

Derin ven trombozunun tedavisi geciktiği takdirde, bacaklar sertleşir, beyazlaşır, soğumaya başlar ve kabarcıklar oluşur. Ayrıca dolaşım sistemi bozulduğu için ülserasyon başlar.

Derin Ven Trombozu Nasıl Teşhis Edilir?
Derin fizik muayene sonrası venöz Doppler testi kullanılarak tanı konulur. Doğru teşhis için hastanın deneyimli bir kalp ve damar cerrahına yönlendirilmesi önemlidir. Derin ven trombozunun ilk 48 saat içinde teşhis edilmesi, tedavinin etkinliğine ve başarısına katkı sağlar.

Derin Ven Trombozunun Tedavisi
Derin Ven Trombozu İçin Yeni Tedavi Yöntemleri
Günümüzde, erken evre derin ven trombozu vakalarında farmakomekanik tedavi kullanılmaktadır. Bu yöntemde, pıhtı, pıhtıyı parçalamak için özel olarak geliştirilen endovasküler bir kateter yardımıyla çıkarılır. Bu işlemden sonra, pıhtıyı çözmek amacıyla ilaç kaplı bir kateter yerleştirilir ve 24 saat boyunca damar içinde bırakılır.

İlk 48 saat içinde teşhis edilen derin ven trombozu için; diz üstündeki ve karın içindeki derin damar pıhtıları, kasık bölgesinden küçük bir kesiden yerleştirilen özel bir balon kateter yardımıyla çıkarılır. Pıhtı diz altında bulunuyorsa, sistematik etki için pıhtı çözücü ilaçlar kullanılır.

Derin Ven Trombozunda Yanlış Teşhis ve Yanlış Tedavi Durumları Nelerdir?
Doppler testi ile teşhisi doğrulayamamak ve yanlış teşhis koymak, sadece antibiyotik veya kan sulandırıcı gibi antikoagülan ajanlarla tedavi etmek, yanlış teşhis ve tedavi durumları arasındadır. Özellikle kan sulandırıcıların kullanımı, pıhtıyı ortadan kaldırmaya yardımcı olmaz.

Uygun tedavi gecikirse, hasta bacaklarında şişlik ve ayak bileklerinde ülserler ile karşı karşıya kalabilir.

Geç Gelen Bir Hasta Kurtarılabilir mi?
EVET, HALA ŞANS VAR!

Öncelikle, hasta kapsamlı bir fizik muayene ve detaylı bir Doppler testi ile dikkatlice değerlendirilir. Pıhtı çözücü ilaçlar, geç evrede de başarılıdır. Hastanın genel sağlık durumu ve pıhtı oluşan damar durumu değerlendirildikten sonra, sorumlu damarlar bağlanır ve yaraların hızla iyileşmesi sağlanır.

Derin Ven Trombozu Tedavisinden Sonra Ne Yapılmalıdır?
Derin ven trombozu geçiren hastaların ilk atağın ardından INR değerlendirmesi yapıldıktan sonra kan sulandırıcı ilaçlar kullanmaya başlaması gerekir. Bu sayede yeni pıhtı oluşumu önlenir.

Günümüzde, hastaların konforu için düzenli kan testi gerektirmeyen yeni oral antikoagülanlar (NOAC’lar) kullanılmaktadır.

Derin Ven Trombozu Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Bacaklardaki şişlik kalıcı hale gelebilir ve yaralar oluşabilir. Ayrıca, pıhtı akciğerlere ulaşarak ölümcül olabilir. Derin ven trombozu olan bir hastada bacak şişliği, nefes almada zorluk ve göğüs ağrısı gibi belirtiler varsa, akciğer embolisi şüphesi ile hastanın kontrol altına alınması gerekir.