Prof. Dr. Öztekin OTO

Varislerin Endovenöz Lazer ile Tedavisi

Varislerin Endovenöz Lazer ile Tedavisi

Ciddi bir damar hastalığı olan varisler için son yıllarda birçok teşhis ve tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Endovenöz lazer, 2000’li yıllarda uygulamaya girmesinden sonra etkili bir tedavi yöntemi olarak öne çıkmıştır.

Endovenöz lazer, semptomatik safena magna yetmezliği nedeniyle gelişen yüzeysel varislerin tedavisinde uygulanır. Alt ekstremitelerin yüzeysel damarlarında oluşan varisler, erkeklerin %15’inde, kadınların ise %25’inde görülür. Varis şikayetiyle başvuran hastalar, aile geçmişleri ve detaylı bir fizik muayene ile doğru şekilde değerlendirildikten sonra teşhis edilebilir. Sağlıklı bir bireyin venöz sistemi, yüzeysel, derin ve perforan bileşenlerden oluşur. Bu bileşenlerden biri düzgün çalışmadığında, tüm sistem yetersizlikten etkilenebilir.

Venöz yetmezlik erkeklerde kadınlara göre daha yaygındır. Bu sorunun yatkınlık oluşturan faktörleri şunlardır:

  • İdeal kilonun üzerinde olmak,
  • Kabızlık,
  • Travmatik olaylar,
  • Uzun süre ayakta durmayı veya oturmayı gerektiren meslekler.

Venöz yetmezlik teşhisi ayakta durma pozisyonunda yapılır, ardından karın ve kasık muayenesi ile renkli Doppler ultrasonografi uygulanır. Bu sayede yetersiz damarın yapısı, varislerin yeri ve pıhtının varlığı tespit edilerek en uygun tedavi yöntemi belirlenir.

Alt Ekstremitelerde Birincil Varis Tedavi İlkeleri
Alt ekstremitelerde belirgin hale gelen varisler, bireyleri hem kozmetik açıdan hem de yaşam kalitesi açısından etkiler. Başlangıç aşamalarında yalnızca kozmetik sorunlar oluştursa da, varisler zamanla ağrı, ağırlık hissi, şişlik, kaşıntı ve uyuşma gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Tedavi edilmeyen alt ekstremite varisleri, zamanla yara oluşumuna neden olur ve daha uzun ve zorlayıcı tedaviler gerektirir.

Varis tedavisi, varislerin oluşmasına neden olan yetersiz damarın ve sızıntıların kapatılması ilkesine dayanır. Alt ekstremitelerdeki venöz yetmezlikten genellikle vena safena magna ve safenofemoral eklem sorumludur. Bu nedenle varis tedavisinin önceliği, bu yapıların tedavi edilmesidir.

Varislerin cerrahi tedavisi bazı riskler taşır. Cerrahi tedavi ile varislerin tekrar oluşma olasılığı, cerrahi olmayan yöntemlere göre daha yüksektir. Varislerin cerrahi tedavisi anestezi ve hastanede yatış gerektirir. Cerrahi olmayan yöntemler ise hem hasta hem de doktor için daha rahat bir süreç sunarken, oldukça tatmin edici sonuçlar verir.

Endovenöz lazer, genellikle alt ekstremitelerdeki venöz yetmezliklerde uygulanır ve ilk kez 1998’de tanımlanmıştır. Tedavi, yetersiz damarın lazer gücü ile ablasyonuna (kapatılmasına) dayanır.

Lazer teknolojisi, bir tür ışık enerjisi üretme yöntemidir ve 1960’lardan beri kullanılmaktadır. Herhangi bir sağlık sorununun lazerle tedavisinde dalga boyu ve doku seçimi oldukça kritiktir. Endovenöz prosedürlerde kullanılan dalga boyu 980 nm’dir. Lazer gücü, fiber optik bir kablo ile yetersiz damara iletilir. Endovenöz lazer tedavisi, vena safena magna ve dalları, retiküler damarlar, telanjiektaziler, varisli damarlar ve venöz ülserler için oldukça uygundur.

Endovenöz lazer tedavisi, teknik olarak yeterli kliniklerde uygulanmalıdır. Bu tedavi, hastanede yatış gerektirmeyen bir ortamda minimal düzeyde ağrı hissi ile uygulanır. Herhangi bir kesi veya dikiş gerektirmediği için endovenöz lazer, komplikasyon riski düşük, oldukça rahat bir tedavi yöntemidir.

Endovenöz Lazerin Avantajları
Geleneksel cerrahi yöntemlere minimal invaziv bir alternatif olarak tercih edilen endovenöz lazer, birçok hasta için tercih edilen bir yöntemdir. İşlem sırasında anesteziye ihtiyaç duyulmaması, anesteziye bağlı sorunların önüne geçer. Ayrıca, ekonomik açıdan işlem, hastaneye yatış gerektirmediği için oldukça maliyet-etkin bir yöntemdir. Endovenöz lazer, ameliyattan korkan veya ameliyatın sağlık durumlarını riske atabileceği hastalar için, nispeten daha kısa bir iyileşme süresi ve günlük rutine dönüş imkanı sağlar.

.elementor-kit-9 p {display: none !important;}