• Ağrı hissi: Varisler, çevre dokulara baskı yaparak ağırlık hissine neden olabilecek kadar yoğun bir ağrıya yol açabilir. Uzun süre ayakta durmak veya oturmak, ağrıyı daha da belirgin hale getirir ve hastanın yaşam konforunu olumsuz etkiler.

• Uyuşma ve karıncalanma hissi: Tedavi edilmemiş varisler, özellikle gece saatlerinde uyuşma ve karıncalanma hissine neden olabilir. Bu durum hastanın uyku kalitesini bozarak yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

• Şişlik ve ödem: Varisler ilerledikçe şişlik ve ödem meydana gelir. Damarların içine sıvı sızmasından kaynaklanan ödem, hasta için rahatsızlık verici olabilir.

• Venöz ülserler: İleri derece varis sorunlarında venöz ülserler, yani bacak yaraları ortaya çıkar. Venöz çatlaklar sonucu oluşan yaralar uzun süre iyileşmeyebilir ve enfeksiyona açık hale gelebilir.

Varis oluşumu asla hafife alınmamalı ve erken aşamada tedavi edilmelidir. Günümüzde birçok yöntemle tedavi edilebilen varisler, oldukça kolay bir şekilde kontrol altına alınabilir.

Cerrahi Olmayan Tedavi Yöntemleri
Günümüzde teknolojik gelişmeler sayesinde varisleri birçok yeni yöntemle tedavi etmek mümkündür. Bu yöntemler şunlardır:

• Köpük tedavisi
• Yapıştırıcı tedavisi
• Radyofrekans tedavisi
• Lazer tedavisi
• Cerrahi tedavi
• İğne tedavisi

Varis şikayetiyle damar cerrahlarına başvuran hastalar, renkli Doppler USG, bilgisayarlı tomografi, MRI ve venografi gibi çeşitli yöntemlerle kapsamlı bir incelemeden geçirilir. Bu yöntemler, damar sağlığı hakkında bilgi verir, varisli damarların tespit edilmesini sağlar ve hastalığın evresi hakkında bilgi sunar. Ardından uygun tedavi planlaması yapılır.

Günümüzde varislerin cerrahi tedavisi daha az tercih edilse de, bu hastalığın tedavisinde “altın standart” olduğu unutulmamalıdır.

Bugün, çok küçük kesilerden varis ameliyatı yapıyoruz ve estetik dikiş tekniklerini kullanarak yara izi olasılığını azaltıyoruz.

Ayrıca, nüks eden varislerde cerrahi genellikle tek seçenek olarak görülmektedir.